Vergi Kavramı

Vergi, bir devletin içinde genel yönetim veya yerel yönetimlerin kamusal hizmetlerini gerçekleştirebilmesi için vatandaş ve kurumlarından kanunlarla belirtilen esaslara uygun şekilde topladığı paradır.

Bir ülkenin ekonomisini canlandırmak ve vatandaşlarının yaşam standardını yükseltmek için projeler üstlenmek üzere gelir elde etmek için hükümetler tarafından vatandaşlardan vergiler alınır. Verginin ödenmesiyle; ülkenin kalkınması, toplumsal hayatın refah seviyesinin iyileştirilmesi gibi hedefler yapılır.


Vergiler çoğu insan tarafından basitçe tanımlanabilir ancak belirgin çizgilerle ayırt etmesi mümkün olan ve mükelleflerin yükümlü olduğu birçok çeşidi vardır. Gelir İdaresi Başkanlığı verilerine bakıldığında 200’den fazla vergi çeşidi görülür. Vergiler üç ana başlığa ayrılır. Bunlar gelir vergileri, harcama vergileri, servet vergileridir.


Gelir vergileri denildiğinde karşımıza iki ana başlık çıkar. Bunlar bireysel gelir vergisi ve kurumlar gelir v ergis i olarak adlandırılır. Özellikle gelir unsurları ve net gelirin tespiti açısından birçok kural ve hüküm, bireysel gelir vergisi ve kurumlar gelir vergisi için aynıdır. Bununla birlikte, bu vergi çeşitleri farklı kanunlarla düzenlenir.


1- Bireysel Gelir Vergisi
Bireysel Gelir Vergisi, kişinin yıl içinde çeşitli yollarla elde ettiği kâra bağlı olarak alınır. Vergi oranı %15 ile %30 arasında değişir.
2- Kurumsal Gelir Vergisi
Kanunda sayılan gelir unsurları kurumlar tarafından elde ediliyorsa vergilendirme bu kurumların tüzel kişiliklerine uygulanabilir. Kurumlar Vergisi mükellefleri; sermaye şirketleri, kooperatifler, kamu iktisadi teşebbüsleri, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, ortak girişimlerdir.


Harcama vergileri; katma değer vergisi (KDV), özel tüketim vergisi (ÖTV), banka ve sigorta işlem vergisi (BSMV) ve damga vergisi olarak dörde ayrılır.

1- Katma değer vergisi (KDV)
KDV’ye tabi endüstriyel, ticari, tarımsal, bağımsız profesyonel mal ve hizmetler gibi çok çeşitli konular vardır.
Genel olarak KDV oranı % 1, % 8 ile % 18 arasında değişir.
2- Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)
ÖTV’ye tabi mallar; petrol ürünleri, otomobil ve diğer araçlar, tütün ürünleri ve alkollü içecekler, lüks ürünlerdir. Bu ürünler için ÖTV yalnız bir kere alınır.
3- Banka ve sigorta işlem vergisi (BSMV) ;
Bankalar ve sigorta şirketleri tarafından gerçekleştirilen işlem ve hizmetler vergiye tabi olması olarak tanımlanır. İşlemin niteliğine bakılmaksızın, hepsi BSMV'ye tabidir.
4- Damga Vergisi
Damga vergisine konu olan sözleşmeler, akreditif, teminat mektubu, mali tablolar, maaş bordroları gibi birçok belge bulunur. Damga Vergisi, belge değerinin yüzdesi olarak % 0,89 ve % 0,948 oranında ve bazı belgeler için sabit bir fiyattan (önceden belirlenmiş bir fiyat) tahsil edilir.
Servet vergileri; veraset ve intikal vergisi, emlak vergisi ve motorlu taşıt vergisi olarak üçe ayrılır.
1- Veraset ve İntikal Vergisi
Veraset ve intikal vergisi miras yoluyla veya karşılıksız bir şekilde bir kişiden diğer bir kişiye malın geçmesi ile ortaya çıkan vergi türüdür.
2- Emlak Vergisi
Emlak Vergisi bina ve arazilerden alınan vergidir. Yıllık emlak vergileri belediyeler tarafından %0,1 ile %0,3 arasında değişen oranlarda hesaplanır. Binanın / arazinin sahibi vergi mükellefidir.
3- Motorlu Taşıt Vergisi
Motorlu taşıt vergisinin konusu trafik bürolarına veya kara motoru gibi bürolara kayıtlı araçlar ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne kayıtlı helikopter ve uçaklardır. Mükellefler; Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından tutulan trafik siciline ve sivil havacılık kayıtlarına kendi adlarına kayıtlı motorlu taşıt sahibi olan sivil ve tüzel kişilerdir.


İlk çağda halkın düzenli vergi verme imkanı yoktu. Devlet de düzenli olarak vergi almıyordu. Bu dönemde alınan vergiler daha çok ayni vergiler niteliğindeydi. ilk çağda devlet daha çok savaş durumlarında halktan vergi alırdı. Devletin bu dönemde alınan vergilerin halkın tepkisine yol açmaması ve vergilerin meşruluğu için vergiler daha çok dini bir vecibe olarak kabul ediliyordu.
İlk çağda Mısır ve Babil gibi mutlakıyetle yönetilen doğu yönetimlerinde, devlet giderleri Firavun ya da Krala ait mülk gelirlerinden karşılanıyordu. Bu dönemde devlet giderleri saray giderlerinden ibaretti. İlk çağda devletin düzenli ordusu, memurları ve kurumları olmadığı için giderleri de fazla değildi. Dolayısıyla sarayın gelirleri devletin giderlerine yetiyordu.
Ancak savaş, piramit ve tapmak gibi kamusal alanlara yapılan giderlerin artması sonucu saray gelirleri devlet giderlerine yetmeyecek duruma gelmiştir. Bundan dolayı Firavun ve Krallar yeni gelirler elde etmek için halktan yardım almak istemiştir. Başlangıçta devlet yöneticilerinin halktan bu istekleri daha çok rica, vazife, fedakarlık şeklinde olmuştur.
Mısır Piramitleri yapıldığı dönemde devlet giderlerinin yüksek olmasından dolayı vergi idaresi Mısır’ın en önemli devlet idaresi haline gelmiştir.
Mısır'a ait kabartma taşlar ve Babiller'e ait vergi belgeleri krala ödenen mali yükümlülüklerin çeşitli türleri hakkında önemli bilgiler vermektedir.
Eski Yunan ve Roma'da da vergiler benzer şekillerde alınmıyordu. Ancak Eski Yunan'da diğer milletlerce pek bilinmeyen dolaylı vergiler de alınmıyordu ki bu tür vergiler halkın tepkisine yol açmıyordu. İlk çağda başvurulmayan ya da bilinmeyen iltizam vergi usulü de eski Yunanda uygulanmaktaydı.
Roma'da vergi sistemi mülk gelirleri, tekeller, savaş ganimetleri ve kendilerine bağlı milletlerden alınan haraçlardan oluşuyordu. İlk çağda vergilerin bir kısmı da bedenen
ödeniyordu. Mısır’da halkın Firavunun piramitlerinde bedenen çalışması, diğer ülkelerde halkın kralları mülkünde ücretsiz çalışması gibi.


a) Orta çağ
Vergi bakımından orta çağ kendi içinde iki bölüme ayrılmaktaydı. Orta çağın birinci yarısında Roma imparatorluğunun yıkılması ile feodalite devri başlamıştır. Feodalite döneminde vergiler ayni ödeme esasına dayanmaktaydı. İlk çağ gibi orta çağın ilk yarısında da devlet ihtiyaçları saray masraflarından meydana gelmekteydi. Bu nedenle Kral kamu giderlerini kendi mülk gelirlerinden karşılanıyordu. Savaş zamanlarında ise ordunun teçhizat, iaşe ve diğer masrafları feodal beyleri tarafından karşılanıyordu. Bu dönemde devlet gelirleri arasında şehir kapılarında alınan gümrük gelirleri, para cezalan, para basma gibi gelirler de yer almaktaydı. Orta çağın ilk yarındaki mali yükümlülükler para anlamındaki vergiler değildi.
Orta çağın ikinci yarısında sarayın mülk gelirleri devletin giderlerini karşılayamadığı için düzenli bir vergileme, kamu giderlerini karşılamak için tek yol olarak görünmekteydi. Bu dönemde ayrıca para ekonomisi de hızlı geliştiği için vergi aldığı aynı ödemeye göre daha kolay hale gelmekteydi.
Orta çağın ikinci yarısında vergi yükü şehirlilerin sırtındaydı. Ancak bu dönemde şehirlilerden alınan götürü eklindeki vergi rica eklindeki vergiye benzemekteydi.
Orta çağın sonlarında modern vergilendirme sistemi ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu dönemde imparatorlukların gücü
azaldığında feodal beyler imparatorluğa ait bazı gelirleri ele getirerek ilk kez 13.yy.dan itibaren düzenli olarak vergi almaya başlamışlardır.
Yeni çağın ekonomik sistemi, para ekonomi sistemine dayandığı için orta çağın ekonomi sisteminden belirgin olarak ayrılmaktaydı.
Yeni çağda imparatorluk ile feodal beyler, feodal beyler ile halk arasındaki ilişkiler anayasal zemine oturtulmaya çalışılıyordu. Kralın zenginliği, halkın zenginliğine ve refahına bağlı olduğu düşüncesi yerleşmeye başlamıştır. Bu düşüncenin iktisatta merkantilizm kavramı ile sıkı bir ilişkisi vardır.
Batı Avrupa'da Fransız İhtilali ve Napolyon'un genişleme politikası Avrupa devletlerinin mali yapısını sarsmıştır. Bu durumda Avrupalı devletler yeni vergi politikaları çıkarmaya başlamıştır. Napolyon'un bu hareketi Fransız maliyesini ve vergi sistemini de sarsmıştır.
Fransa'da 1807'de kadastro vergisi, 1790'da arazi vergisi, 1791'de kapı-pencere vergisi ile tamamlanmış olan ikametgah vergisi vergi sistemini oluşturmuştur.


Yeni çağın vergi sistemi; devletin sadece kamu giderlerini karşılamaya değil, aynı zamanda devletin ekonomik ve sosyal hayata müdahale etmesini ve toplumu yönlendirmesini de kabul etmiştir.


Türkiye'de verginin gelişimi, Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinde olmak üzere ayrı ayrı ele alınmıştır.
Osmanlı Devletinde vergiler şeri ve örfi vergiler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Osmanlı Devletinde şeri vergiler zekat, öşür ve cizye vergilerinden meydana geliyordu. Örfi vergiler ise savaş sonucu kazanılan ülkelerden eskiden beri alınan vergilerdir.
Osmanlı Devletinde tımar sistemi devletin sistemli ve düzenli vergi almasını engelliyordu. Osmanlı Devletinde tımar sistemi ile vergi gelirlerinin önemli bir kısmı kamu görevlilerine (vali, sipahi, kadı, subaşı) bırakılmıştır. Kamu görevlileri dışındaki Tımar sahipleri ise tımarlarına karşılık devlete asker besledikleri için vergi vermiyorlardı. Tımar sistemi dışında kalan diğer vergiler ise mültezimler aracılığı ile alınıyordu.
Osmanlı Devletinde ilk kez 1804 yı1ında "senedi ittifak" ile padişahın vergi toplama yetkisi ayanlar lehine sınırlandırılmıştır. 1839 yılında Tanzimat Fermanı ile Padişah tek taraflı olarak vergilendirme gücünü sınırlandırmıştır. 1856 1slahat fermanı, 1875 Adalet Fermanı ile yabancı ülkelerin baskısı ile padişah vergilendirme konusunda belli ilke ve kurallara uymayı kabul etmiştir. 1876 yılında Kanun-i Esasi yasaya dayanmadıkça vergi konulmasını yasaklıyordu. Osmanlı Devleti 1881 yılında dış borçlarını ödeyememesi üzerine yabancılardan oluşan Duyunu Umumiye Kuruluşunu kurmayı kabul etmiştir. Osmanlı Devleti 1920 yı1ında imzaladığı Sevr Anlaşması ile Duyunu Umumiye Kuruluşunun yetkisi dışında kalan diğer kamu gelirlerini İngiliz, Fransız ve İtalya'nın temsilcilerinden oluşan mali komisyona bırakarak ekonomik egemenliğini tamamen yitirdi.

1919 yılında ulusal kurtuluş savaşını başlatan Atatürk ve arkadaşları başta kapitülasyonlar olmak üzere batılıların dayatması sonucu Osmanlı Devleti’nde oluşturulan ayrıcalıklı mali kuruluşların kaldırılmasını istiyordu. Lozan Antlaşması ile Atatürk ve arkadaşları bu isteklerine kavuştu.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bağımsızlığına kavuştuktan sonra klasik Osmanlı vergi sistemini tasfiye ederek Batı Avrupa vergi sistemine uygun bir vergi sistemi getirmeye çalışmıştır.
 

İzleme 116
Etiketler : vergi

Gönderiye yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir! Giriş Yap