GÖSTERİ SANATLARINDA IŞIKLAMA TASARIMI 1
Sahne sanatları içinde, sözlü tiyatronun ayrı bir yeri vardır. Herhangi bir oyunun sahnelenmesi aşamasında, oyuncunun sanatını hatasız, kesintisiz, yapıtla ilgili gerçeğe uygun olarak seyirciye sunması zorunludur. Oyuncu bunu yaparken sahnenin genel durumunu, atmosferini ele alarak yola koyulur. Oyun yazarının, yönetmenin göstermeleri doğrultusunda atmosferin ayrıntılarını inceler. Oyun aşamasında ; oyundaki karakterlerin özelliklerini, birbirleriyle olan ilişkilerini ve yine oyunculuk açısından tempoyu, iç aksiyon olan ritmi araştırır, uygular. Sahne plastiği açısından, oyun düzeni de gözetilerek karakterlerin konumları ele alınır, karakterlerin temel davranışlarındaki ayrıntılar incelenir. Bu kadar kapsamlı çalışmanın sonucunda, doğrular bulunarak sahneye konulan bir oyunda, oyuncu ve seyirci karşı karşıya gelir. Oyuncu artık kendi doğallığının sınırlarından çıkarak yepyeni bir kimliğe bürünmüş, canlandırdığı kişinin tutum ve davranışlarını sergilemeye başlamıştır.
Tiyatro kollektif bir sanat olduğuna göre : Oyun yazarı, yönetmen ve oyuncu üçleminin, bir oyunun görsel hale getiril-mesi aşamasında dekor, giysi, makyaj, ses, efekt, ışıklama gibi etmenlerin de katkısı gerekmektedir. Sözü edilen tüm koşulların yerine getirilmesi için uyumlu bir birliktelik zorunluluğu vardır. Belirlenen tüm birimlerin her birinin kendine özgü çalışma prensipleri vardır ve oyunun sahnelenmesinde aşama aşama katkıları bulunur.
Çağdaş uygulamalar ve teknolojinin bu yöndeki gelişimi nedeniyle, günümüzde sahne ışıklaması ön plana çıkmıştır. Işıklama salt elektrik tekniğinin uygulanması değildir. İlkelden bugüne değin varolagelen tiyatro olgusu içinde, gerek aydın-latma karartma, gerekse renkler yoluyla estetik verileri ortaya çıkarabilmek için ışıklamaya gereksinim vardır. Yapılan iş salt elektrik tekniğinin uygulanması değil, teknikle birlikte estetiğin de işlendiği bir yapıdır. Işıklama yapacak kişinin çağdaş koşullara ayak uydurabilmesi için teknik, kültürel, aktüel, sosyal yönden yeterli kişi olması gerekmektedir.
Geçmişten günümüze, sahnelerimizde ışıklama tasarımı, hala hiyerarşik düzen içinde sürdürülmektedir. Önceleri konuyla ait bilgisi olanlar, kendilerinden sonra gelenlere bildiklerini öğretmekteydi. Zaman geçtikçe, bu konudaki gelişimlerin hızına erişmek oldukça zorlaşıyor. Artık akkor lambanın ışığından çıkıp, laserle ışıklama tasarımlarına, hologram tekniğinin uygulamalarına geçiliyor. Bu gelişime ayak uydurabilmek için başta da ifade edildiği gibi; ışıklama tasarımının ne olduğu, nasıl yapılacağı gibi bilgilerin öğrenilmesi zorunludur.
Bazı oyunların ışıklama tasarımlarını seçerken, bu güne değin akademik bilgilendirmelerin ve uygulamaların ışığı altında, yeterince irdelenememiş olan ışıklama tasarımı konusunu ele almayı amaçladım.Sahnelenen oyunların hepsi de farklı yorum ve sahne tasarımlarıyla ortaya çıkarılmışlardır. Oyunların sahnelendiği zamandaki ışıklama tasarımları ile günümüzde yapılabilecek ışıklama tasarımlarının neler olduğu saptanarak ilginç yorumların ortaya çıkarılabileceği kanısındayım.
Yönetmenin saptamaları ve ışıklama tasarımcısının çalışmalarının senteziyle herhangi bir oyunun ortaya çıkarılması, sanat açısından mükemmelliğe ulaşmanın yollarından biri olacaktır.
Işıklama için : Aydınlatmanın nasıl yapılacağı, ışıklama ve malzeme bilgisi, renk özellikleri ve bilgisiyle, zaman, mekan, aksiyonun en uygun biçimde nasıl kullanılacağı bilinmelidir. Bunun için konuyla ilgili ön çalışma, sahne çalışması, araştırma ve sahnelenecek oyunun perde ve sahnelerle değerlendirilmesi, ayrıca ışıklama plan ve çizelgelerinin hazırlanması gereklidir.
Sahne ışıklaması zaman içinde değişken, boyutlandırıcı, atmosfer yaratıcı bir aydınlatma biçimidir. Bunların uygulan-ması sahneye ilişkin bilgilerin edinilmesiyle gerçekleştirilir.
Işıklamada, teknik uygulamanın yanı sıra estetik kaygı da göz önüne alındığına göre, ışıklama için : Işığın yönü, ışığın yoğunluğu ve ışığın dağılımı saptandıktan sonra, sahnelenecek oyunun kavramı, oyun yazarının oyun ışıklamasıyla ilgili önerileri, olayın konusu, çağı, geçtiği yer, zaman dilimi, özel ışık tekniği gerektirip gerektirmediği, seyircinin ışıklama yoluyla aksiyona katılıp katılmayacağının bilinerek uygulama yapılması gerekmektedir.
Sevgi, kin, umut, neşe, karamsarlık, fırtına, ölüm, vb. gibi ögelerin kişiye iletimi, günlük yaşamdan farklı biçimde, tiyatroda geçerliliğini korumaktadır. Rengin niteliğinin ne olduğu, doygunluğu ve parlaklığının ne olduğunun bilinmesiyle çözüme ulaşılacaktır.
Herhangi bir oyun seçildikten sonra, sahnelenme aşamasında oyunun yeni bir yorumu, sahneleme özelliği, içeriği, teknik yapısı (Dekor, kostüm, ışıklama tasarımına ilişkin bilgiler) gibi verilerin bir sentez sonucunda görsel hale getirilmesi tiyatroda bir uygulatıcı-yönetmen sorununu da beraberinde getirmektedir.
A dan Z ye akla gelebilecek tüm konularda etkin, bilgili ve yetkili kişi olması gereken yorumcu ve uygulatıcı bir yönetmen sahnelenen bir oyunun imzası demektir.
Her yönetmenin kendine özgü bir yorumlama biçimi vardır. Aynı oyunu sahneleyen iki ayrı yönetmenin, oyunun sahnelenmesi aşamasında farklı yorumlar getireceği görülecektir. Oyun sahnelendikten sonra başarı ya da başarısızlık konusundaki değerlendirme şüphesiz ki seyirci tarafından yapılacaktır. Genelde bir oyun ne kadar başarılı bulunuyorsa, bu başarının ana etmenlerinden biri ve de ilki yönetmen ve onun yorumudur.
İyi bir tiyatro izleyicisi, seyrettiği farklı farklı oyunlardaki sahnelemeyi, oyunun üslubuna dikkat ederek daha önceden yönetmenin kim olduğunu bilmese de saptayabilir. Her yönetmenin belli bir çizgisi vardır. Yönetmen gerçekten yetkin biriyse, o çizgiyi her oyunda tutturarak kendini kanıtlayabilir.
Yönetmenin sahneleme biçimi, beraberinde çalıştığı ekibin de aynı düşünceler doğrultusunda uygulama yapmasını zorunlu kılar. Yönetmen, oyunculuk ve teknik açıdan saptadığı gereksinimleri, ilgili birimlerle paylaşır. Dekoratör, yönetmenin önerileri doğrultusunda dekorunu yaparken aynı şekilde kostüm kreatörü de gerekli kostümleri tasarlar. Işıklama tasarımcısı, eldeki verileri, yönetmenin düşünce ve yorumunu, kendi bilgi ve düşüncelerini bir sentezde birleştirerek ,en iyi ve doğru olanı ortaya çıkarmaya çalışır.