Yeniden Ruhsal Doğum ve Psikolojik Olarak İyileşme Nasıl Olur?
Hemen hepimiz, zaman zaman stresli ve zor günler geçiririz. Kaldı ki, günümüz koşullarında zorlu bir süreçten geçmeyen de yok gibidir. Böyle zamanlarda aile ve arkadaş desteğinizin güçlü olması insanlara zorlu ve stresli süreçlerden geçerken yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda çoğu zaman stresli dönemlerden psikolojik olarak hasar görmeden çıkılmasına da yardımcı olur. Ancak maalesef iyi bir sosyal desteğe sahip olmak, her zaman ve her sorunda tam bir koruyucu ya da iyileştirici değildir. Stresin büyüklüğü, yapısı ya da bazı durumlarda bir psikiyatrik hastalığa olan genetik eğilimin durumu değiştirir. Sorunun aile ve arkadaş desteğiyle halledilebilecek seviyenin çok üzerinde bir şiddette olması bizi çıkmaza sürükleyebilir. Sorun çok şiddetli olmasa bile, aile fertleriyle paylaşmamızın mümkün olmadığı bir konuya dair de olabilir. Öte yandan, bize gönülden bağlı insanlar bizim tarafımızı fazlaca tutarak sorunlarımızı objektif bir şekilde değerlendirmemizi zorlaştırabilir. Bazen de tam tersi, yakınlarımızın bize dair geçmişten kalma birtakım önyargıları bizi tam olarak anlamalarını engelleyebilir.
Eğer yaşadığınız sorun normalden şiddetliyse, çok uzun sürdüyse veya konu itibariyle yakınlarınızla paylaşmanız durumunda objektif olamayacaklarını düşünüyorsanız, arkadaş desteğinden daha fazlasına; yani profesyonel bir yardıma ihtiyaç duyuyorsunuz demektir. Bu tür durumlarda bir psikoterapiste başvurmak, sorunu ele almanın en ideal yollarından biri olabilir
Yapılan son araştırmaların ortaya koyduğu en çarpıcı bulgulardan biri de psikoterapi sürecinde terapistle kurulan ilişkinin çok ciddi oranda iyileşmeye katkıda bulunmasıdır. Bu konuyu biraz daha açacak olursak ilişki bağlamında kişinin kendini yeniden tanıması, tanımlandırması ve yapılandırması söz konusu olabilir. Bu ilişkinin temel özelliklerine baktığımızda yargılamayan, aşağılamayan, korkutmayan, varoluşa saygılı, kabul eden, onaylayan bir ilişki profili olduğu ortaya çıkıyor.
Bir bebeğin ilk yıllarına gittiğimizde anne-bebek ilişkisi bağlamında bebeğin ruhsal ve fizyolojik ihtiyaçlarını gidermesi gerekmekteyken anneden, çevreden veya başka bir sepebten bu ihtiyaçların karşılanamaması halinde bebeğin ruhsal dünyasında bir takım kırılmalar, takılmalar veya eksiklikler meydana gelmektedir. Bu bebek bir yetişkin olduğunda bedenen büyüse bile ruhsal olarak takıldığı o yaşta kalır. Yani aslında karşımızda yetişkin görünümünde ruhsal bir bebek vardır. Bu bebek anne tarafından karşılanmayan ihtiyaçlarının eksikliğini gidermek için çeşitli yollara başvurur. Bu yollar zaman zaman işe yarar veya yaramaz.
Kişi eğer farkında değilse ki çoğu insan farkında olmadan yaşıyor ve ihtiyaçlarını bastırarak yok sayma yoluna gidiyor. Fakat bu ihtiyaçlar dayanılmaz bir hal aldığında bazı yollardan bizimle iletişime geçiyor. Bu bazen bir depresyon, bazen obezite, bazen alkol bağımlılığı bazen cinsel bozukluklar olarak ( bu liste uzayıp gider) karşımıza çıkıyor. Yani psikojenik alt kökenli bu problemler bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Kişi ruhsal olarak son raddeye geldiğini hisettiğinde bir arayış içerisine giriyor. Bu arayışın nihai sonucu da psikoterapiye çıkıyor. Bu anlamda psikoterapi kişinin takılı kaldığı ruhsal evreyi saptayıp, o evrenin ihtiyaçlarını gidererek kişinin bir sonraki evreye geçmesini ve ruhsal gelişimini tamamlamasını hedef alır.
Psikoteapi için ruhun yeniden doğuşu diyebiliriz. Bu doğumun sancılı ve acı veren tarafında terapistin hasta ile kurduğu güvenli ilişki Psikoterapiyi iyileştirici hale getirmektedir. Yine bebeğin ilk yıllarına gittiğimizde kendini tanımlaması ve kendilik aktivasyonunu gerçekleştirmesi bir ilişki üzerinden gerçekleşmektedir diyebiliriz. Bebek kendini bakım verenin(annenin) bakışları davranışları, konuşmaları, dokunmaları üzerinden tanımlar. Bir diğer deyişle kendini anne üzerinden var eder. Psikoterapi de kişinin kendini bu ilk ilişkiye benzer bir ilişki bağlamında var etmesine olanak sağlar.
Psikoterapi için yeniden doğuş diyebiliriz. Terapi odasını bir annenin rahmine benzetecek olursak, kişi kedini orada yeniden doğurur. Bu doğumun ardından kişinin kendini tanımlaması, hayatı tanımlaması ve çevresindeki ilişkide olduğu insanları tanımlaması yeniden anlam bulur, değişir ve iyileşir.
Psikoterapist, psikolojik destek ihtiyacında olan kişilere profesyonel bir çerçeve dahilinde destek veren, aldıkları psikoterapi eğitimleriyle psikoterapi konusunda uzmanlaşmış kişilere denir.
EĞER;
Kendimi sık sık karamsar, yalnız ve umutsuz hissediyorum,
Kafama takılan saçma düşünceler hayatımı olumsuz etkiliyor,
Acil ve önemli işlerimi erteliyorum, zamanı etkili kullanamıyorum,
Etrafımdaki insanlara nasıl güveneceğimi bilemiyorum,
İstediğim düzeyde bir ilişki yaşayamıyorum,
Evlilik ilişkilerinde sorunlar yaşıyorum,
Kendimi sosyal ortamlarda yetersiz görüyorum,
Kendimi yeterince ifade edemiyorum,
Kendime güvenimi yetersiz görüyorum,
Çevremdeki insanlarla iletişim problemleri yaşıyorum,
Başarı ve motivasyon problemim var,
Sınav kaygısı ve stresle nasıl baş edeceğimi bilemiyorum,
Ders çalıştığım halde başarılı olamıyorum,
Gelecek ve Meslek seçimi ile ilgili kaygılarım var,
Çocuklarımın gelişiminde sorunlar yaşıyorum,
Kendimi daha iyi tanımak ve kişiliğimi geliştirmek için profesyonel yardıma ihtiyacım var, diyorsanız.
YENİDEN RUHSAL DOĞUM VE İYİLEŞME SÜRÜCECİNDE PROFESYONEL YARDIM ALMAK İÇİN PSİKOTERAPİSTLER İLE İLETİŞİME GEÇİN ONLAR SİZE YARDIMCI OLABİLİRLER.
-
Burada yazılanlar hoşuma gitti teşekkür ederim
-
İlginize Teşekkür Ederim