Atalet
Atalet nedir diye sorsam bir çok insanın tembellik cevabını vereceğini söyleyebiliriz fakat aslında tembelliği içerse de tam olarak bu değildir. Hani bir şeyleri yapmak isteriz fakat bir türlü başlayamayız ya, hah işte o durumdan bahsediyorum.
Mühendislerin iyi bildiği termodinamik yasası olan eylemsizlik prensibinden bahsetmek istiyorum. Bu yasa evrendeki cisimlerin üzerinde herhangi bir kuvvet yok ise mevcut durumlarını korumaya eğilimli olduğu ortaya koyar. Yani bir cisim hareket ediyorsa hareket etmeye devam eder, duruyorsa durmaya devam eder. Herhangi bir etkiye maruz kalmadan içten bir direnç göstermezler. Evrenin bir parçası olan bizler de neyi istediğimizi ve buna ulaşmak için neler yapmamız gerektiğini bildiğimiz halde, içimizde var olan potansiyelimizi,yeteneklerimizi kullanmamayı tercih ediyor oluşumuz atalet halinde olduğumuzu gösterir.
İş hayatında da “konfor alanı” olarak tanımlanan, kişinin bulunduğu koşulları terk etmeyi tercih etmediği ve içinde olduğumuz durum aslında bizim kendi eylemsizliğimizi yaşadığımız uzayımızdır. Ne yapmamız gerektiğini bildiğimiz halde bunu yapmıyor oluşumuz, buna getirdiğimiz bahaneler ile taçlanır. Yani isteksizlik, yorgunluk, üşenme gibi duygularımız ataletin getirdiği erteleme, boşverme, iptal etme sonuçlarını doğurur.
Nasıl oluştuğunu bir kurbağanın deneysel hikayesi ile açıklamak isterim. Bir kurbağayı sıcak bir kabın içine bıraktığımızda hemen sıçrayacaktır. Fakat soğuk bir kaba koyup kabı yavaş yavaş ısıttığımızda ise orada pişecek ve malesef ölecektir. Bizim hayatlarımızda da bu konfor alanlarımıza alışkanlığımız ve değişmeye olan direncimizin fazlalığı atalet kanserinin başlangıcına sebebiyet veriyor.
Hadi ama itiraf edelim sadece kafada bitmiyor bu iş. Son yıllarda obezitenin doruk yaptığı dünyamızda fiziksel olarak da karşılığı var bu konunun. Ülkemizde herkesin masabaşı iş istemesi ve spor salonlarına yüksek rağbete rağmen boş kamaları bunların örnekleri değil mi? Tamam her pazartesi diyete başlıyoruz ama bunu istikrarlı bir şekilde devam ettiremiyoruz. Bu da psikolojik ataletin fiziksele etkileri diyebileceğimiz konulardan.
Nedenleri ne peki? Neden atalete yakalanıyoruz? Sebeplerini inceleyecek olursak Mümin Sekman’ın “Kişisel Ataleti Yenmek” adlı kitabında şöyle listelenmiş; Amaçsızlık, parasızlık, mükemmeliyetçilik, olumsuz duygu ve düşünceler, pasif direniş, öğrenilmiş çaresizlik, iç çatışmalar ve doğru öncelik belirleyememe.
Evet artık hastalığımızı, yani ataleti biliyoruz. Şimdi sıra onu yenmeye gelmiş durumda. Basit bir konuda, ataletimizi yenmek için çalışmaya başlamaya ne dersiniz?
-
Tek kelimeyle özetlenecek olsa sanırım muhteşem bir yazı olduğunu ifade ederdim.. :)
-
Sayın Kırtepe, "Ataletin parametreleri" isimli makalemde sorunuza cevap vermeye çalıştım. Ekonomi ile ilgili perspektifte ve yapılan araştırmalarda, direk etkileşimli bir bağlantı bulunmuyor Teşekkür ederim.
-
Sn. Şahin; Kaleminize sağlık. Ataletin daha çok görüldüğü ülkeler hangileri veya Ataletin ekonomiyle direk bir bağlantısı var mı? Kolaylıklar dilerim.