Gıda İsrafının Belirlenmesi

Dünya genelinde, gelişmekte olan ülkelerin gıda ürünlerinde israf ve kayıp miktarı ve/veya ölçüsünün, gelişmiş ülkelere göre daha az olması beklenmektedir. Fakat durum, ne yazık ki elde edilen verilere göre, tam olarak ispatlanamamaktadır. Gelişmiş ülkelerde, her yıl 670 milyon ton, gelişmekte olan ülkelerde ise 630 milyon ton gıda israf edilmektedir (FAO, 2014). İsraf edilen gıda ürünler gıda güvenliği ve güvencesini gelişmekte olan ülkeler olumsuz yönde etkilemektedir (Koç ve Uzmay,2015). Gıda endüstrisinin estetik standartlarda siparişler, satın almada yetersiz planlama, son kullanım tarih ile ilgili bilgi eksikliği ve karmaşanın, gıda savurganlığını artıran nedenler olduğu vurgulanmaktadır. Bu farklı faktörler ortaya koymanın, savurganlığı azaltmada, stratejilerin belirlenmesinde önemli olduğu belirtilmektedir (Dölekoğlu, 2017). Küresel çapta gıda israfı ve kaybına karşı yürütülen çeşitli çalışmalar ve akımlar ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemli olarak; FAO gıda atıklarının azaltılması koalisyonu kurulmuş ve 30 ülke bu koalisyona katılmıştır. Buna göre, 2030 yılına kadar israfın yüzde 50 azaltılması hedeflenmiştir (Aksoy ve Solunoğlu, 2015). Barilla Gıda ve Beslenme Merkez tarafından ortaya konulan ve Milano Expo 2015'de imzalanan “Milano Protokolünde” de gıda israfının 2020'ye kadar yüzde 50 azaltılması hedeflenmiştir (Dölekoğlu, 2017). Diğer taraftan, İngiltere'de Tristram Stuart'ın 2009 yılında başlayan kampanyalarla FeedBack'i kurarak her düzeyde gıda atıklarını sona erdirmek için yapılmış olan çabalar, İngiltere sınırlarını aşmıştır. Hatta “FeedBack”, gıda israfını küresel alanda ortak bir çalışma içerisine katarak, Sivil Toplum Kuruluşları (STK), uluslararası kuruşlar, işletmeler, hükümetler ve gönüllülerle beraber çalışmaklar yürütmektedir. Kanada'da 2001 yılında “Hidden Harvest” uygulaması, Danimarka'da “Stop Food Waste” hareket gibi çeşitli çalışmalarla hedeflerin gerçekleştirmiştir. Dünya genelinde, göze çarpan gıda israfı ve kayıpları ile ilgili olan akım ise özellikle sanayi devriminin ardından büyük bir gelişim hızı kazanan dünyada, toplumların yaşam biçimlerinin, üretim odağından, tüketim odağına doğru bir değişim göstermesidir. Dünyadaki sınırlı kaynakların, sınırsız olduğu varsayımı ve aşırı kullanımı ile kontrolsüz tüketilmeye başlanması, farklı toplumların dikkatinden kaçmayarak çeşitli tepkiler vermelerine neden olmaktadır. Özelikle aşırı ve kontrolsüz tüketimin önlenmesine karşı ortaya çıkan yeni akımlara olan ilginin hızla arttığı görülmektedir. Bu yeni akımlardan bir olan “Freegan Food” ya da daha kapsamlı bir ifade olan “Freeganizm” materyalizme, ahlaki kayıtsızlığa, rekabete, açgözlülüğe, popüler kültüre, gösterişe ve hızlı tüketme karşı tepki olarak ortaya çıkmıştır” (Aksoy ve Solunoğlu, 2015).  

İzleme 259

Gönderiye yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir! Giriş Yap