GÖZ UÇUĞU
Uçuk virüsü olarak bilinen Herpes Simplex virüsü yaygın virüs enfeksiyonu kaynaklarından biridir.
Virüsün iki tipi vardır; HSV-1: genellikle yüz, dudaklar ve gözlerde, HSV-2: genellikle genital enfeksiyona sebebiyet veriri. Ancak, her iki virüs de her iki bölgede de lezyonlara neden olabilir
Toplumda yetişkinlerin yaklaşık % 90'ı herpes simpleks virüs taşıyıcısıdır. Genellikle kendiliğinden iyileşen ilkin enfeksiyonun farkedilmeden geçirilmesi ile virüs yaygınlaşmaktadır. Virüs enfeksiyonu ile ilk karşılaşma primer (ilkin) enfeksiyon olarak adlandırılır ve nadiren klinik bulgu verir. Çoğunlukla karşılaşma çocukluk dönemindedir (Genellikle 6ay-5 yaş arası). Primer enfeksiyonu takiben virüs vücutta ömürboyu yaşar. Sinirlere tutunan bu virüslar sinir köklerinde etkisiz şekilde kalırlar (HSV-1 Trigeminal sinir köklerinde, HSV-2 Spinal sinir köklerinde).
Rekürren (Yinelenen) enfeksiyon: Bazı hastalarda ise sessiz kalan virüsün aktivasyonuna rastlanılmaktadır. Virüsler sinir köklerinden sinir uçlaraına doğru hareket ederek sinir sonlanmalarında kendilerini belli ederler (genital herpes, dudak uçuğu veya göz uçuğu şeklinde). Bu hastalarda göz nüksleri kapak, konjonktiva ve kornea turulumu şeklindedir. Kornea tutulumları görme açısından en tehditvarı durmu oluşturur.
KORNEA TUTULUMLARI (HSV Keratiti). Herpes virüsü korneada yerleşim yerine göre ve kliniğine göre sınıflandırılmaktadır. Bunlar epitelyal keratit, stromal keratiti, endotelyal keratitler ve nörotrofik keratit olarak sınıflandırılmaktadır.
1. Enfeksiyöz Epitelyal Keratit
Canlı virüsün reaktivasyonu ile oluşur. En sık karşılaşılan şekil dendritik ülserlerdir. Bir ağaç dalına benzerlik şekli sebebiyle, lezyonlara ağaç anlamına gelen dendrit ismi verilmektedir. Genişlemiş dendritik ülserler ‘’coğrfaik ülser (harita şeklinde)’’ olarak tanımlanır (Genellikle hatalı steroid tedavisi sonucu).
2. Stromal Keratit
Stromal hastalık 2 şekilde görülür : nekrotizan stromal keratiti ve immün stromal keratit.
Nekrotizan stromal keratit. Virüsün kornea stromasına direk invazyonu ve yoğun enflamatuar cevabı ile oluşmakta. Klinikte yoğun stromal infiltrasyon, ülserasyon ve nekroz görünümü hakimdir. Bu hastalık korneal skar, opaklaşma, incelme ile sonuçlanabilmektedir. İmmün stromal keratit. Nonnekrotizan veya interstisiyel keratitler olarakta bilinen bu klinik tablo en sık kronikleşebilen ve tekrarlayaban keratit şeklidir. İmmün stromal keratitin klinik görünümü infiltrasyonlar (fokal, multifokal veya diffüz), immün halka, yeni damarlanmalar veya hayalet damarlar şeklinde görülebilmekte.
3. Endotelit
Kornea endotelini etkileyen enflamasyon endotel hücre kaybına veya bozulmasına, böylece üzerindeki stroma ve/veya epitelin ödemlenmesine sebebiyet verir. Hastalarda endotele tutunmuş renkli infiltrasyon-depozitler (keratik presipitat olark isimlendirilmekte), üzerinde stroma ve epitel ödemi gözlenmektedir. Sıklıkla irisin dahil olduğu iltihaplanma (iritis) beraberinde mevcuttur. Stromal keratitilerden farklı olarak stromal infiltrat ve yeni damarlanma yoktur. Ancak tedavi edilmeyen kronik hastalarda damarlanma ve skarlaşma ortayaçıkabilir. Hastalar ağrı, bulanık görme, ışığa karşı hassasiyet (fotofobi) ve kızarıklık şikayetleri ile başvururlar. Endoteliyitler klinik görünümlerine göre diskiform, diffüz ve lineer olarak sınıflandırılmaktadır.
4. Nörotrofik Keratopati
Nörotrofik keratopati kornea sinir hassasiyetinin bozulması sonucu kornea epitelinin dejeneratif hastalığıdır. Kornea sinirlerinin virüs tarafından hasar görmesi sonucu kornea hassasiyeti azalmıştır. Kornea sinir ağının bozulması kornea epitelinin dökülmesi ve iyileşmenin gecikmesine sebebiyet verir. Nörotrofik keratopatinin erken bulgusu düzensiz kornea yüzeyi ve noktasal epitel erozyanlarıdır. Hastalığın ilerlemesi ile bu noktasal erozyonlar dirençli kornea epitel defektine ve ülserasyona dönüşürler. Bu hastalığın komplikasyonu skarlaşma, yeni damarlanmalar, nekroz ve kornea delinmelerine kadar değişebilir.
BELİRTİLER. Hastalığın tipine ve şiddetine göre değişmektedir. Ağrı, yabancı cism hissi, ışığa karşı hassasiyet, yaşarma, bulanık görme bu şikayetlerden bazılarıdır. Herpes enfeksiyonundan sonra nüksler izlenebilmektedir. Yapılan bir araştırmada 20 yıl içinde %63 hastada en az bir defa uçuk nüksü saptanmıştır
TEDAVİ. Tedavi hastalığın tipine göre değişmektedir. Yüzeysel keratitilerde çoğunlukla antiviral merhemler yeterli ve kortizon kullanımı yasakken, derin tutulumlarda ağızdan antiviraller ve kortizon damlalar gerekmektedir. Ayrıca proflaksi ve nükslerin önlenmesindede antiviral haplar kullanılmaktadır. Epitelyal keratitiler kendiliğinden de iyileşebilirken, diğer tutulumlarda tedavi ve sıkı takipler önemlidir. Öyleki nükslerle giden stromal keratitlerde kornea nakillerine gereksinim duyulabilmektedir.
-
Göz uçuğu (göz herpesi) genellikle bir gözden diğer göze yayılmaz ve virüsü başka bir kişinin gözüne bulaştırmakta pek olası değildir.
-
Göz uçuğu bir gözden diğerine ve başka insanların gözlerine bulaşır mı?
-
Epitelyal dediğimiz yüzeysel uçuklar kendiliğinden iyileşebilirken, Stromal veya diğer kornea dokusunu derinlemesine etkileyen uçuk hastalığı türleri ise görmeyi tehdit ederek korneal körlük yapabilirler. Gelişmiş ülkelerde herpes, enfeksiyona bağlı korneal körlüklerin en sık sebebidir. Korneal körlüklerde kornea nakli görme için bir çözüm olmaktadır.
-
Göz uçuğuna bağlı körlük gelişir mi?