GÖZLERİMIZİN GELİŞIMİ

Gözlerin gelişimi hamileliğin 2.ci haftasından başlar ve 1 ay süresinde gözün esas yapıları tamamlanmış olur.

Özellikle bu dönemde göz yapısal olarak dış faktörlerden etkilenebilir. Örnek olarak bu dönemlerde yanlışlıkla alınacak bazı ilaçların veya enfeksiyonların gözü tahrip etme etkisi bulunmaktadır. Anne karnında bebeğin gözünü etkileyen en sık enfeksiyonlar kızamıkçık (rubuella), herpes simplex, cytomegalovirus, toxoplasmosis ve sifilistir (TORCH enfeksiyonları). Alkol, Kokain, Hydantoin (Epilepside kullanılır), LSD (Halüsinojen), Thalidomid, Opioidler (Narkotik analjezikler), Benzodiazepin (yatıştırıcı, sakinleştirici) ise diğer göz gelişim anomalileri oluşturabilen teratojenlerdir (bebeğin üzerinde olumsuz etkileri olan maddeler).

Hamilelikte kullanımı bebeğin gözleri için sakıncalı olan bir diğer etken sigaradır. Sigara içen annelerin bebeklerinde şaşılık ve görme bozukluklarına daha sık rastlanılmaktadır.

Hamileliğin 7. ci haftasına kadar göz gelişimi devam eder ve beyin ve gözü bağlayan sinir (optic sinir) oluşumu tamamlanır.

Doğumda bebeklerin gözü erişkinlerin göz ölçüsünün %75’i kadardır. Yani vücuda oranla gözler büyüktür. Yeni doğan görme keskinliği 0.05 (10/200) civarındadır. Bu görme eşelindeki en büyük ‘’E’’ eşelini görmeğe beraberdir. Bu görme ile yeni doğanlar ancak 50 cm’i net seçerler. Pek görme ile işleri olmayan (besin yerini bulmak dışında) yeni doğanların gözleri ışığa karşı tepki vermektedir. Yeni doğanların göz yaşı bezleri de 6 haftaya kadar fonksiyon yapmaz. Bu sebeple yeni doğanlar ağladıkları zaman yaş üretmezler. Göz gelişimi doğumdan sonrada devam eder.

Yaklaşık hayatın iki yılına kadar optik sinir, görme fonksiyonları, ve göz yapısı gelişmeğe devam eder. Böylece görme 2 yaşa kadar gelişerek tam (1.0 yada 10/10 görme) görmeyi bulur.

Ancak görme sistemindeki gelişme devam eder. Myelinizasyon olarak bilinen sinir demetlerinin kılıflanması merkezi görme yollarında 4 yaşa kadar, beyindeki görme korteksinin gelişimi ise 8-10 yaşa kadar devam eder. Bu sebeple yaşamın ilk 8-10 yaşına kadar görmenin beyne iletilmesini engelleyen sorunlar (şaşılık, asimetrik-derin görme kusurları, katarakt, kornea skarı, kapak düşüklüğü gibi) görme tembelliğine neden olur.

Bu yaşlardan sonra ise göz uzunluğundaki farklara bağlı ortaya çıkan görme kusurları belirginleşir. Bu kusurlardan en sık karşılaşılanı miyopidir. Okul çağı miyopisi olarak bilinen görme kusuru genellikle ilkokul cağlarında çıkar ve yaş ilerledikçe ilerleme gösterir. Genetik (anne ve veya babanın miyop olması gibi) ve çevresel faktörler etkendir. Evde daha çok zaman geçiren (okuyan, televizyon izleyen ve bilgisayar oyunu oynayan) çocuklarda miyopi dışarıda zaman geçiren çocuklara göre daha sıktır. Miyopi ilerlemeye eğilimlidir. İlerleme büyümenin ve en önemlisi gözümüzün büyümesinin tamamlandığı 18-19 yaşlarda durmaktadır. Bu sebepledir ki görme kusurunun düzeltilmesine yönelik yapılan lazer ameliyatları (LASIK) bu yaşlardan sonra yapılmaktadır. 

Kırk yaşla beraber ise yakın uyumu azalmaktadır. Gözlerimiz yakını kasların kasılması ve lensimizin uyum yapması ile görür. Bir nevi uzağa baktığımızda göz kasları istirahata çekilir. Kırklı yaşlarda lens elastikiyeti azalmaya başladığı için yakın uyumu zorlaşmaya başlar.

Gözlerimiz geç oluşan ve erken yaşlanan organlarımızdır.

İzleme 709

Gönderiye yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir! Giriş Yap