Hukukun Dili
HUKUKUN DİLİ
Hukuk, adalete yönelmiş toplumsal yaşama düzenidir. Arapçada hak kelimesinin çoğuludur. Amacı toplumdaki kişilerin varlıklarını sürdürebilmeleri için huzur ortamı yaratmak ve toplumsal düzeni sağlamaktır. Hukuk bu yönüyle hayatın her alanında karşımıza çıkmaktadır. Peki bu denli yelpazesi geniş olan hukuku ne kadar iyi anlayabiliyoruz?
Hukuk günümüzde herkesin küçüklükten beri duyduğu hiç de kulağa yabancı gelmeyen bir kelime. Peki bizler bu hukuka ne kadar yerliyiz?
Günümüzde kaç kişi mevzuat incelemeyi biliyor, kaç kişi neyi nerede arayacağını biliyor ve kac kişi kolayca aradığını bulabiliyor? Peki bu mevzuata ulaşabilen kaç kişi okuduğu metni anlayabiliyor?
Evet kelimenin kökeni itibarıyla Arapça bir kelime olan "Hukuk" genel anlamda diğer kavramlarında da bu dilden çok besleniyor. Bu dilden beslenmesi çok tabii. Arapçayla tanışıklığımız çok eskiye dayanıyor. Bu nedenle kullandığımız birçok "kelime" Arapçadan konuşma dilimize geçti. Fakat bazıları artık kullanılmıyor. Her dilde oldugu gibi konuşma dilimizde de eskiyen kelimeler var. Toplum bunu kendisi revize ediyor ve onu kullanmayarak onu tarihe gömüyor ve yenisini canlandırıyor. Fakat hukuk için aynısını söyleyemeyiz. Çünkü dili henüz hukuk fakültesi öğrencilerine bile zorluk yaşatıyor. Fakülteye yeni başlayan ögrenci, gördüğü kelimeler karşısında şaşırıyor adeta farklı bir dil ogreniyormuscasina bir elinde sözluk bir elinde kitap ders çalisiyor. Bu da ogrencinin ders çalışma konsantresini azaltıyor ve o bilmedigi, henuz yeni ogrendigi sozcugu aklinda tekrarlarken bazi tanimları bazı kritik detaylari gozden kaciriyor. Kelimenin yerine Türkçesini koymaya calisinca da ortaya anlam karmasasi cikiyor ve ögrencinin kafasi karisabiliyor. Hukuk başlangici dersinde hukuk kurallarının herkesce anlasilmasi gerektigini ogrenen ogrenci kendisi bile bazen anlayamadigini dusundugunde bazi şeylerin yolunda gitmedigini dusunebiliyor.
Hukukun dilinde birtakım degisiklige ihtiyaç var gibi gozukuyor. Simdi biraz hukuk kavramlarını ve konuşma dilindeki karsıliklarini inceleyelim. Buradaki amaç kelimenin Arapça veyahut farklı dilde olmasını kınamak degil buradaki amaç konusma dilimizden uzakligini gostermek. Çunku konusma dilimizde Arapça ve farkli yabanci dillerden çok sayida kelime mevcut. Anlaşılması gereken hukukun anlaşılamaması veya zor anlaşılması.
Örnek:
İvedi: Çabuk olarak, hızlıca
Amme: kamu
Ahz-u kabz :bir bedelin tahsilatını yapmak,almak
Bilahare :sonra
Celp: çağri
Cihet: Yön
Cürüm: suç
Efrat:Bireyler
Ehlivukuf: Bilirkişi
Esbabı mucibe: Gerekce
İaşe: geçim
Ibra: Aklama
Iktibas: Alıntı
İllıyet: Nedensellik
Intifa: yararlanma
Istihkak: aynen geri verme
Menfi: olumsuz
Mesnet: Dayanak
Müsadere: Zoralım, Ekoyma
Mütalaa: değerlendirme, görüş
Rücu: dönme
Rüşt: erginlik
Sehven: yanlışlıkla
Şufa: önalım
Tevcih etmek = Yöneltmek
Tevdi etmek = İletmek, vermek
Tevkifat=Durdurma, kesinti
Tevsi=Genişletme
Umum: Genel
Yediemin(Yeddiemin): güvenilir kisi
Zilyetlik: eldelik
Bu gibi örneklerin sayısını artırmak mümkün. Hukukun anlaşılması gerekiyor. Ve kavramları halkin dilinden uzak. Evet bunu bir "jargon" olarak nitelendirenler cok fazladır. Ama hukuk, toplumu düzenleyen bir kurumsa oncelikle dilinin anlasilmasi gerektigi kanisindayim. Yoksa toplumla iletisim kuramaz ve gerekli huzuru refahı saglaayamaz. Toplum hukukun dilini anlamalı.
Birey kanuna göz attiginda re'sen kelimesini gordugunde sasiriyor ve anlamini bilmedigi bir kelimeden dolayi kanunu anlayamiyor.
Evet hukuk icin iyi bir hukukcu olabilmek icin saglam, temelleri olan yogun bir egitim sart. Bunu inkar etmiyorum. Ama hukuk toplumdan bu kadar uzak tutulmamalı ve sadece hukukcularin anlayabildigi bir kurum olmaktan cikarılmali. Hukuka bir dil reformu gelmeli ve bazı kavramlar gundelik hayata uyarlanmalı. Herkes hukuktan bir seyler anlayabilmeli ancak böyle duzenlemeye adalet dagitmaya calistigi toplumla hukukun arası ısınabilir