Acılı Bir Yalnızlık
Yüreğinin soğuduğu insanların yanında bedenini ısıtamıyorsun. Nefes alamadığın bir yerde yaşamını sürdüremezsin ki, çaresiz uzaklaşıyorsun. Bir zamanlar her şeyini bildiğin, ruhunun tüm inceliklerini bildiğin insanlar şimdi bir yabancıdan farksız. Ya da sen yabancılaştın. Karşı koyulamaz gerçeklerle yüzleşmeye başladığından beri herkesten ve her şeyden kaçar oldum. Zayıf düştüğünün farkındasın ve yanında kimsenin kalmayışının da. Yalnızlık en çok bu zamanda acıtıyor zaten insanın canını. İçin kan ağlarken yüzüne sahte bir gülümseme yerleştiremiyorsun suç mu bu? Ne zamandan beri? Ağrına giden onca şey gözlerinin önündeyken uyuyamıyorsun doya doya. Sen, sen olmaktan çıkıyorsun da kimsenin ruhu duymuyor işte. Kimi eğlencesinde, kimi hayallerinin peşinde, kimi uykusunda. Şimdi neden yadırganıyor takınılan tavırlar anlam veremiyorsun. Görmek, duymak istemediğin şeyler var. Kaldıramayacağın, ağırlığını taşıyamayacağın, kendini durduramayacağın şeyler...