Çirkinliğin Estetiği

Estetik tarihinin her döneminde, sanatçılar ve filozoflar, güzel’in tanımlarını sanat üzerinden aramaya ve yapılandırmaya çalışmışlardır. Batı uygarlığının kendi düşünceleri ve araştırmaları yoluyla belirginleşen bu tanımlamalar   ı, görsel alanlarda yoğunlaşarak çeşitli kavramlar ima edilmeden düşünülme ve tartışılma sürecini belirleyici olmuştur.

            Estetik düşünce geleneğinde ve çeşitli dönemlerde yön değiştiren kavramlar, eşanlamlı ya da düalist (ikicilik) ilişkiyle belirleyici anlamlarda yoğunlaşmıştır. Bu düalitenin, kültürlerin göreceli olan estetik değer anlayışlarında değişmediği görülmektedir. Güzel/çirkin, etik/estetik, mimesis/ anti-mimetik, pathetik yüce/estetik haz gibi birbirini tamamlayan ve biri diğerinin varlığıyla ortaya konan estetiğe görünürlük sağlayan düalizmin dengesi olarak görülebilir. Güzelliğin, Platon’dan başlayarak estetiğin ekseninde odaklaşan bir kavram oluşu, kendi karşıtlığının içeriğini oluşturan “çirkinliğin” estetikteki örneklerini aratmaya ve yaratmaya neden olmuştur. Aristoteles, iğrenç bir şeyin ustalıklı taklidinden güzellik yaratmanın mümkün olduğundan bahseder ve Plutarkhos da sanatsal tasvirlerde sahte çirkinliğin böyle kaldığı, ama ressamın ustalığı sayesinde bir tür güzelliğin yansımasına sahip olduğunu söyler. (Eco, 20/ 2009) Güzelliğin/ çirkinliğin arasındaki aralığı ya da ikisi arasındaki sarsıcı etkileşiminin kavranabilmesi önemli görünmektedir.

Estetiğin öncelikli modeli güzel olduğu kadar çirkinliğin de bu modelden sayılmasıyla düalist uzlaşılar aranmaya başlanmıştır. Bu uzlaşıda, çirkinlik, ahlaki kötülük, şer ve uyumsuzluğun ortağı olarak düşünülmüştür. Kral Rozenkrantz, “doğada çirkinliğin, manevi çirkinliğin, resimde çirkinliğin (ve sanatsal yanlışların çeşitli şekillerinin), şekil yokluğunun, asimetrinin, uyumsuzluğun, biçimsizliğin ve şekil bozulmasının (sefil, iğrenç, bayağı, rastlantısal, isteğe bağlı, inceliksiz) tiksindirici şekillerinin(hantal, ölüm ve hiçlik, tüyler ürpetici, anlamsız, hasta eden, suç unsuru olan, hayaletlere özgü, kötü ruhların etkisinde olan, cadı gibi, şeytanca) çok titiz bir şekilde analizini gerçekleştirmektedir. (Eco, 16/ 2009) Kagan, çirkinliği insanda, doğada ve sanatta olarak üç bölüme ayırmıştır. “Estetik bilinç tarihinde ve sanatsal kültürlerde, çirkin olanla kurulan ilinti çok değişik görünümler almıştır.” (Kagan, 128/1993)

ECO Umberto, “Çirkinliğin Tarihi”, Çev; Anaca Uysal Ergün, Özgü Çelik,.., Doğan Kitap yayıncılık, 2009

 

KAGAN M., “Estetik ve Sanat Dersleri”, Çeviren: Aziz Çalışlar, 2. Basım, 1993, İmge Kitabevi Yayınları.

İzleme 368

Gönderiye yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir! Giriş Yap