Kadına Karşı Şiddetin Arka Planı
Eşe yönelik istismar, özellikle kadına karşı fiziksel şiddet, yıllardır süre gelen göz ardı edilen, günümüzde ise ülke çapında bir sosyal sorun haline gelen tüm insanlığı etkileyen bir problemdir. Eşler arasındaki fiziksel istismar münferit değildir. Şiddet, eğitimsiz ailelerde görüldüğü kadar, eğitimli (kültürlü dediğimiz) ailelerde de görülmektedir. Fiziksel gücünü istismara dönüştüren kişilerin duygusal bilinçten, insanlıktan uzak oldukları aşikârdır. Kadınlar bir çok sebepten ötürü evliliklerini bitirmeyi düşünmemektedir. Bunlar: Kadınlar, şiddeti çok sık görmedikleri sürece, çocukluklarında da şiddete maruz kalmışlarsa, ekonomik olarak eşlerine bağımlı olduklarını düşündükleri sürece, çevreden "dul", "boşanmış" yaftalamasına maruz kalmamak adına, evliliklerini sürdürmeye devam ederler. Erkekler ise pek çok nedenden ötürü kadınlara şiddet uygulamaktadır. Kendine güveni olmayan, kendisini evin ihtiyaçlarını karşılama, baba ve cinsel partner olarak yetersiz hisseden bir çok erkek vardır. Bu erkekler eşlerini kendilerine itaat eden ve yönlendirilmeye ihtiyaç duyan kişiler olarak kalıba almaktadırlar. Aile içi şiddetin olduğu ailelerde şiddet döngüsü şu şekilde tekrar eder: bir şiddet olayı gerçekleşir ve kadın bu olaydan zarar görür. Erkek bu olaydan pişmanlık duyar fakat bir taraftan da eşinin terk etmesinden veya bu durumu polise bildirmesinden çekinir. Böylece "canım cicimle" iyi bir koca olduğu ve bir daha ona zarar vermeyeceği konusunda eşini ikna etmeye çalışır. (Çiçekli yollar yapar, pahalı hediyeler alır ya da aşırı nazik davranır.) Böylesine süslü cümleler sonrasında kadının ; eşine, partnerine yönelik tutumu değişiklik gösterdiğinde erkeklerdeki ilgi zayıflamaya başlar ve fiziksel, psikolojik... bir çok istismar türü ile şiddet döngüsü tekrar eder ve aynı muameleler gerçekleşir. Şiddet uygulayan erkekler, eşlerini toplumdan ayırmak ve kendilerine bağımlı hâle getirmek için çaba harcarlar. İşte şiddetin oluşturduğu yaptırımlar bunlardır. Son yıllarda neyse ki şiddete uğrayan kadınlar ve çocukları için kadın konukevleri ve çocukları için sevgi evleri kurulmuştur. Böylece bu evlerde danışmanlık, iş edinme ve yasal konularda yardım gibi destekler alırlar. Kadına karşı şiddet bir insanlık suçudur şiddeti durdurmak ise herkesin görevidir. Günümüzde şiddeti kadın merkezli konuşuyor olmamız şiddet odağının "eril" olmasından kaynaklıdır. Yasal yaptırımların iyileştirildiği, geliştirildiği, adaletin sadece mahkeme duvarında yazı olarak kalmadığı; kadının, çocuğun, hayvanın istismara ve uygunsuz muameleye maruz kalmadığı... şimdiler ve yarınlar olmak adına şiddetin her türlüsünün karşısında, mücadelenin yanında olmalıyız. Çünkü kadının, çocuğun, hayvanın... toplumdaki saygınlığı medeniyetin göstergesidir. Medeniyetten uzak olmayan, bilinçli toplumlar olmak dileğiyle...