PSİKOLOJİ YÖNETİMİ BÖLÜM 10
Bölüm 10
•E-Y-Ç ve Ergenler
•Gençler büyük ve küçük kararlarla yüz yüze kalırlar. Fakat kararların hayata geçebilmesi için şartların olgunlaşmasını beklemek zorundadırlar çünkü henüz kendileri için karar verecek kadar özgür değillerdir.
•Beyinleri en önemli gelişim aşamasına yaklaşmaktadır, vücutları gelişmiştir. Fakat yasal ve ekonomik olarak bağımlıdırlar. Özgürleşme eylemleri sık sık, kararları kendi başlarına veremeyeceklerini fark etmeleriyle kesilir, o zaman iyi kararlar vermenin de anlamı kalmaz. Yetişkin yapısı da bu koşullar altında gelişemez. Yasal olarak aniden özgürleştiklerinde başıboş hissederler, ne istediklerini bilmezler ve pek çoğu bir şey olacağı, birilerinin geleceği, bir şekilde olayların onların lehine döneceği umuduyla bekler. Fakat bu beklentiyle hayatlarının dörtte biri geçer.
•İçsel ve dışsal baskılardan dolayı, genç insanın transaksiyonu sık sık Çocuk-Ebeveyn kalıplarına gider. Ergenlikte hormonlar aktive olduğu ve kendi akranlarından onay ve sevgi görmek amacıyla ebeveynlerinden uzaklaştıkları için Çocuk kayıtları daha güçlü bir şekilde çalar.
•OK değil kayıtları daha sık karşılarına çıkar, bunu azaltmak için çocuklukta geliştirdikleri mekanizmalar artık tehlikeli olabilir.
•Asıl zorluk hem kendisinin hem de ebeveynlerinin hala eski Ebeveyn-Çocuk şartları altında çalışıyor olmalarıdır. Ergen kendisini ne kadar büyümüş olarak görse de, çocuk gibi hisseder. Anne-baba en mantıklı davranış olduğuna inandıkları şeyleri önerebilir, ergen kızgın bir biçimde bu önerileri çürütür. Bu da anne babaları hayal kırıklığına uğratır, şaşırtır, incitir ve anne babanın Çocuk kayıtları devreye girer.
•Problem, ergenin anne babayı, içindeki Ebeveyn yapısı için yanıltmış olmasıdır. Bu gençlik dönemlerinde anne babasını duyamaz çünkü eski kayıtlar yeniden oynatılmaktadır. Dışarıdan gelen uyaran gencin Ebeveyn, Yetişkin ve Çocuk yapısına aynı anda çarpar. Sorun transaksiyonu hangisinin devralacağıdır.
•Çocukluk döneminde Yetişkin transaksiyonları var olsa da Çocuk yapısı sürekli aktiftir. Çocuk yapısı böyle duygusal olarak yoğun olan zamanlarda hassastır ve oltaya gelme ihtimali çok daha yüksektir. Çocuk yapısının verdiği tepkiler ‘çocuksu’ olarak görülüp nitelendirilse de, şimdi aynı tepkiler ebeveynlere daha tehdit edici ve karmaşık gelebilmektedir. Erken dönemdeki kayıtlar aynıdır, Çocuk yapısının mekanizmaları ergenlikte de devam etmektedir.
•‘Azimli çaba’ Yetişkin yapısına ait bir durumdur. Yetişkin eski kayıtları tanımlayabilir ve aynı zamanda bu eski kayıtların ergenlikte tekrar çalınmasının uygunsuzluğunu ve etkisizliğini de fark edebilir. Şimdiki gerçekliğin, geçmişteki gerçekliğin önüne geçebilmesi için Yetişkin yapısını bu yetişkin boyutlarındaki vücutta kontrol altında tutmamız gerekir.
•Terapinin asıl amacı Yetişkin-Yetişkin seviyesinde bir anlaşmanın sağlanabilmesi için hem genç insandaki hem de ebeveyndeki Yetişkin yapısını özgür bırakmaktır.
•Yetişkin-Yetişkin seviyesinde bir anlaşma olmadan ortak bir gerçeklik de bulunamaz ve iletişim kopar.