Anadolu Kültüründe Estetik

Anadolu ve Mezopotamya kültüründe önemli bir kullanım nesnesi olan Keçi postu, kına rengiyle boyandığı için Sahtiyan olarak bilinmektedir. Anadolu kültürünün göçebe bir toplum olması nedeniyle kullanımı pratik olan ve sosyolojik yaşamla iç içe olan bu hayvanlardan (Koyun-Keçi-Geyik) elde edilen bir nesnedir. Anadolu Seyirlik Oyunlarında Bereket Kültü ritüellerin de önemli kişiler Keçi postlu figürler olarak bereketi çağıran sembol figürler olarak görülmektedir. Anadolu kültürünün bir yansıması olarak görünmekle birlikte çağdaş sanat içinde önemli bir nesne tercihi olmaktadır. Bunlar hazır-nesne ya da sembolik oluşumu netleşmiş bir imge de olsa, kültürel nesnelliğin taşıdığı gizemden arındırılmış ve hala kültürel inanılırlığı riske sokulmuş değildir.

            Anadolu kültürleri yüzyıllardır kendini gerçekleştirebilmesiyle yorumlanabilir. Bu estetik kültürün kaynağını yalnızca doğal yaşam içerisinde aradığı yargıyı anlamamızı sağlar. Kültürel olarak sembollere dönüşen nesne, söylensel ve içsel olarak halkın duyu izlenimleriyle örtüşendir. Kültür estetiği ve halk arasında bir uyuşmazlık noktası yoktur. Bu yüzden kendi gizemini ve aynı zamanda simgesel özerkliğini koruma talepleriyle eşitlenen bir referans bağı içindedir. Dolayısıyla sanatla ilgili/ilgisiz tüm içerikleri kendine davet eder. Aslında bu kendi davet edilen halkın kendini yeniden görebilmesi değildir; “anlamın” yeniden ritüeller içinde görülmesinin ciddiyetini önermektedir. Buradaki asıl mesele toplumsal imgelerin, normatif ve betimleyici yaklaşımda olmadığıdır. Kültür estetiği ve toplumsal imgeler tarafları arasındaki diyalektiği, güncele taşımaktır.

               Günlük yaşam estetiği, Anadolu kültürünün estetik söylem ihtiyaçları içerisinde kültürel hayatımızın estetik boyutlarını hatırlatmayı amaçlamaktadır. Kavram ve uygulama, eğitim ve normal uygulamalar olarak estetik ile hayatımızın, çeşitli yönlerini yaşamaya bizi teşvik eder. Söylemler bizim estetik duyarlılığı ve estetik hayatı yaşanır kılmaya yardımcı olur. Ancak, bizim hayatımızın estetik boyutu,  dünyayı şekillendiren önemli bir güç uygular ve bu gücün kullanımına yönelik kaygı durumları yaşarız. Ben itiraz etmeden amaçlanan durumunun sıradan doğal yaşamın kabulü anlamında olduğunu düşünüyorum.

              Bir zamanlar diyerek geçmiş referanslı anı izlekleri bir noktada hayatımızda rol oynamıştır. Biz unutmuş olduklarımızı hatırlarız. Şuan da en azından çoğumuz normalde kısmen başkalarıyla paylaşılan yukarıda açıklanan anlamda, hatırlamak kaçınılmazdır. Ben sadece hayatlarında estetik deneyimlerin kültürel anlamda varlığına inanıyorum. Dolayısıyla bu estetik nesneleri kültür nesneleri olarak görenler ve olaylar üretenler bunları hatırlamaktan kaçınamazlar.

         Ben her konuya estetik açıdan yaklaşılması gerektiğini önemsiyorum ama farklı bakış açımızı seçebiliriz diye düşünüyorum. Estetik yaklaşımları vurgulamak, ya da en azından, non-sanat arasındaki sınırda olmadığını göstermektedir. Daha önce söylediğim gibi, kişinin günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası olarak düşünülebilir.

İzleme 335

Gönderiye yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir! Giriş Yap