Korona virüs Döneminde Marka İletişimi
Pandemi sürecinde markalar iletişim faaliyetlerini sürdürmeli mi? Koronavirüs döneminde marka iletişimi nasıl olmalı? Markalar pandemi sürecinde nasıl paylaşımlar yaptı?
Tüm dünyayı derinden sarsan COVID-19 salgını, insan sağlığını ve toplum psikolojisini etkilediği kadar sosyal yaşamı, iletişimi ve mesajları da etkiledi.
Biz iletişimciler, marka sorumluları, reklam yöneticileri virüs dünyada yayılmaya başladığı süreçte, ilkbahar yaz dönemlerinde toplumda yaygın olan toplumsal ihtiyaçlar, mevsimsel süreçler, marka stratejilerimiz gibi etkenlere göre belirlediğimiz marka iletişimi, reklam faaliyetleri ve etkinlikler üzerine yaptığımız çalışmaları durdurmak zorunda kaldık. Çok geçmeden virüs ülkemize de giriş yaptı. Markalar başta bu süreçte iletişim faaliyetlerini sürdürmeli mi sorusuyla karşı karşıya kaldı. Bazı markalar iletişimi durdurma kararı alırken birçok marka da iletişim stratejilerini gözden geçirip bu döneme uygun içerik planları oluşturarak iletişim faaliyetlerine devam etti. Oldukça titiz bir iletişim süreci gerçekleştirmeye çalıştı.
Korona virüs Döneminde Marka İletişimi
Korona virüs salgını dönemimde oluşan yeni değerler markalara yeni yollar çizdirmek zorunda kaldı ve reklamların odağı satıştan duygusal tatmine kaydı. Markalar yardımsever, kötü günde de tüketicinin yanında imajlarıyla kullanıcısın aklında kalmaya devam etmeye ve varlığını korumaya çalıştı.
İnsanların gündelik rutininden koptuğu, dışarıya çıkamadığı, daha az harcama yapmak zorunda kaldığı bu güvensiz ortamda markaların üzerine düşünmesi gereken ‘Markamız hala onlar için değerli mi? Bu kriz ortamında markamızı değerli kılmak için neler yapmalıyız?’ gibi konular gündeme geldi.
Korona virüs Döneminde Reklamların Dili
Sürdürülebilir etkileşim bu dönemde yine markalar için önemli bir unsur haline geldi. Bu zor günlerde insanları farklı mecralardan sürekli meşgul eden korona virüs mesajlarının yanında markalarının ürünleri ya da hizmetleri ile ilgili reklamlarının dikkat çekmesi daha da zorlaşır hale geldi.
#EvdeKal ‘arak çalıştığımız, zamanımızı geçirdiğimiz şu günlerde evde yapılacak önerileri her marka kendine uygun tarzda yayınlamaya başladı. Kimi markalar yemek tarifleri videoları, kimi markalar egzersiz ve beslenme önerileri konularında içerikler paylaştı. Gündem korona virüs olunca reklamların dili, odağı, mesajı da korona virüse evrildi. Evlere kapandığımız bu dönemde oluşan psikolojik ihtiyaçlara cevap vermeye yönelik içerikler oluştururken bir yandan da e-ticaretin gündeme geldiği bu süreçte markalar dijital platformlarda indirim, kampanya ve anlaşmalar üzerine faaliyetler geliştirdi.
Sadece markalar için değil tüm toplum için de ‘Empati’ bu süreçte en popüler konu haline geldi. Herkes sağlıkçıları düşündü, herkes market çalışanlarını, banka çalışanlarını, polisleri, güvenlik memurlarını düşündü. Reklamlardaki esprili dil yerini sevecen, samimi, içten, yardımsever bir tona bıraktı.